17 Kasım 2011 Perşembe

AKORDEONCU AMCA



Oldukça sempatik bir akordeoncu amca... Çokta güzel çalıyordu gerçekten... Türkiye'ye de canlı yayın yapılmıştır ayrıca ;)

ÖZLEDİKLERİM - ÖZLEMEDİKLERİM

Selamlar efenim...
Dönüş planımdaki minik bir tarihsel değişiklikten sonra bugünden itibaren tam olarak 33 gün kaldı. Buranın havasına, insanlarına, yeme-içme kültürüne, insan ilişkilerine gerçekten alıştım. Kesinlikle farklı bir ruha sahip bir yer... Ama tabi memleketimde olupta burda olmayan şeylerde sözkonusu (: En fazla özlediğim 3 şeyi ve özlemediğim ve yokluğundan dolayı çok mutlu olduğum şeyleri sıralamak istiyorum;

ÖZLEDİKLERİM
1- PEYNİİİİİİİİİİİİİRRRRR, ZEYTİİİİİİN, ZEYTİNYAĞIIIII ÜÇLEMESİ
İtalya'da ciddi anlamda insanlar peynir yemiyor ve hatta evlerinde bulunan peyniride yabanlık gibi saklıyor. Anca misafir gelirde, özel bir şarap açılırda anca o zaman peynir sofradaki yerini buluyor. Geldiğim günden beri peynir 2 defa falan yedim, o da şarabın yanında verilen 2 gr'lık peynirlerdi. Zeytin desen eser yok... Toskana bölgesinde özellikle zeytin yetiştiriciliği çok yaygın amma velakin evde zeytin görmüş değilim daha... Ve bu saydığım ikilinin değişmez yaveri; zeytinyağı... Şöyle üstüne ekicen kekiği, pul biberi.. Sonra bandıracan ekmeği... Oy oy oy oy... Zeytinyağı neyseki arasıra sofrada gözüküyor. O da salata veya üzerine koyulabileceği yemek varsa. Öyle ekmek banmak falan filan yok efenim. Bir kere ekmek banmıştık o da tabakta kalmıştı ziyan olmasın diye (: Ayşen hoca söylemişti; "Oraya gittiğinde peynirle zeytini çok özleyeceksin" diye.. Özledimmm (:

2- KADIKÖY BARLAR SOKAĞI, CADDEBOSTAN VE ÇENGELKÖY ÜÇLEMESİ.... LAL BAR'I AYRICA BELİRTMEK İSTİYORUM
O Kadıköy barlar sokağının hiçbiryerde olmayan havası, caddebostan sahilde içilen biraların tadı(Marmara Gold), çengelköyde yapılan salaş kahvaltıların güzelliği ve bir yandan ağır ağır yapılan kahvaltıya eşlik eden dost meclisi muhabbetleri.... Oy anam oy... Şöyle ortaya sahanda bol sucuklu bir yumurta, herkes böyle sahandan ekmeğini banarak yiyecek.. Oy yaa yemede yanında yat... Ayrıca burdan bahriyeli yarime seslenmek istiyorum: Sekocuğum arabayla barlar sokağından geçip, park yeri bulmak için tüm Kadıköy'ü turlamamızda burnumda tütüyor (:

3- SİNEMA KEYFİ
Geceleri yaptığım sinema keyfide burnumda tütüyor açıkcası. Sağolsun Agatha ile şimdiye kadar film festivalini takip ettikte biraz olsun sinema açlığım yatıştı. Ama kesmedi tabi (: Birde bugün sinema dersinde film izlememizde iyi geldi (:

NOT: Bu özlediğim şeylerden önce elbette özlediğim insanlar var. Onlar kendilerini biliyor ;) o yüzden yazmıyorum...


ÖZLEMEDİKLERİM
1- MEDENİYETSİZLİK, YABANİLİK VE SAYGISIZLIK
Ülkemde fazlasıyla var olan bu üçlüden bir süre uzak kaldığım için iyiyim gerçekten. Burda kimse kimseyi bakışlarıyla taciz etmiyor, kimse öpüşen çiftlere hayvan gibi bakmıyor, kimse kimseyle ilgilenmiyor ve herkes, herkesin başlı başlına bir birey olduğunun ve her bireyin çeşitli özgürlükleri olduğunu biliyor, hiçkimse kendisinden farklı olanı durup öküzün trene baktığı gibi izlemiyor. Trafikte kimse kimseyi çiğnemeye çalışmıyor, yaya gören araba 50 metre önceden duruyor ve yayaya gülümsüyor. İnsanlar kaldırımda veya yolda gözgöze geldikleri vakit tanışmasalar bile birbirlerine gülümseyebiliyor, selamlaşabiliyorlar. Türkiye'deki gibi küçük bir selamdan veya gülüşmeden farklı anlamlar çıkartan kompleksli insan tiplerinden burda pek eser yok. Ama tabi gayet kıl tiplerde mevcut... Ama kıl tipler heryerde... Bazende bizler başkaları için kıl olabiliriz (: hele ben bu sakallar ve saçlarla gayet "kıl-lı" olabilirim (: hehe

2- METROPOL KAOSU
İstanbul'un çoğu yerinde var olan o kaos ortamı gerçekten insanı boğan birşeymiş. O insan kalabalığı, tabiri caizse insan trafiği, hele o Taksim'de ki karışıklık... Aklıma geldikçe beynim karıncalanıyor. Mesela Taksim'i hiç ama hiç özlemedim...

3- ERKEK ÜSTÜNLÜĞÜ
Burda kadınlar hayatın her alanında o kadar aktifki... Kadın otobüs şöförü, kadın taksi şöförü, kadın inşaat işçisi, kadın polis vb vb... O kadar güzelki kadınların bu kadar aktif ve çalışıyor olması. Ayrıca çapkınlık konusunda da kadınlar baskın.. Erkekler daha bir naif, daha bir çekingen gibi (:

4- ÜLKE İÇİ MESELELER
Ülke içi meseleleri "özlemedim" kısmına yazdım ama özledim veya özlemedim diyemeyeceğim çünkü yakından takip etmeye çalışıyorum. Tatsız meseleler zaten özlenmez. Malesef ülkeyi kemiren terör, terörden nemalanan alçak mahluklar, işsizlik, haksızlık, adaletsizlik, her gün yüzlerce kez yaşanan sosyolojik travmalar...


Böyle işte... Özlediklerimi ve özlemediklerimi çoğaltabilirim ama yazmakla bitmez diye düşünüyorum..

Ama birşey söylemek istiyorum: PEYNİİİİİİİİRRRRRRR hehehe (:

23 Ekim 2011 Pazar

PERUGIA'DAN KARELER...

Perugia merkez tren istasyonu...
Perugia'nın minimetroları.. Bu şirin toplu taşıma aracının makinisti falan yok. Tamamen otomatik. Trafiğede katkısı büyüktür tahminen.
Bakmayın böyle örümcek adam gibi durduğuma... Sokağın genişliğini hesaplıyorum gayet bilimsel bir şekilde :)

Sawa ve Ben
Eyy yoldaş... Aç kapıyı... Ekmeğine ve suyuna ihtiyacım var... :P











Etrüsk Kapısı
İtalyan aynasız (:








Ben ve Sawa









Koklaşan güvercinler (: biraz uzak ama idare edin, ürkütmek istemedim çiftleri (:


Umbria kırsalına birkaç bakış...




Sayın Yeşim Aksu'ya teşekkürlerimi tekrar sunmak istiyorum (:




Kebapta gelinen son nokta: Çokokebap (:

Artık kafayı mı yersiniz yoksa gördüklerinizi mi siz karar verin...

Çoko Kebap standı...
Bu gördükleriniz ipod falan değil.. Hepsi ç-i-k-o-l-a-t-a (:
Daha fazlasını isteyenlere...




Minimetro'da güvenlik görevlisi olarak çalışmakta...
Tren istasyonundan festival alanına giden tren otobüscük...